İş kazalarına karşı kendinizi koruyor musunuz?



Aspir Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi Genel Müdürü ve İş Güvenliği Uzmanı Baran Özgör, çalışanların iş yerlerindeki karşılaştıkları riskler tehlikeler alınması gereken önlemler ve özellikle kişisel koruyucu donanımların kullanımı konusunda açıklamalarda bulundu.

İş kazalarında dünyada üçüncü, Avrupa'da ise birinci olan Türkiye'de son yıllarda çıkarılan kanun ve yönetmelikler, iş kazalarının ve iş yerlerindeki risklerin en aza indirilmesi için büyük bir fırsat sunuyor. Bunların en önemli kanıtı ise kuşkusuz iş güvenliği uzmanlarının ve iş yeri hekimlerinin iş yerlerinde bulundurulması zorunluluğu. Aspir Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi Genel Müdürü ve İş Güvenliği Uzmanı Baran Özgör işverenler kadar çalışanların da iş güvenliği konusunda bazı sorumlulukları olduğunu belirterek bu konuda önemli açıklamalarda bulundu.

DOĞRU ÇALIŞMA HAYAT KURTARIR

Bir iş yerine gittiklerinde pek çok tehlikeli unsurla karşılaştıklarını, bunların başında da iş ekipmanlarının hareketli parçaları, gürültü, titreşim, aydınlatma eksikliği, kesici delici aletler ve yüksekte çalışma gibi konuların geldiğini ifade eden Özgör, üretim ve çalışma esnasında, çalışanın doğru yöntem ve şekille çalışmasının da hayat kurtarıcı bir faktör olduğuna dikkat çekti. Özgör, konuya şu şekilde açıklık getirdi:

"Örneğin bir iş yerinde ekipmanların hareketli parçalarına bir işçi, elbisesinin bir parçasını ya da vücudun uzuvlarını kaptırabiliyor. Bu gibi durumlarda bazen uzuv kayıplarına ve can kayıplarına neden olabilecek yaralanmalı ve ölümlü iş kazaları yaşanabiliyor. İşte bu tür risklerin en aza indirilebilmesi için işveren kadar çalışanın da bazı koruyucu tedbirler almasında büyük yarar var. İş güvenliğinde kaza olduktan sonra değil önceden tedbir almak var. Bu tedbirler ve önlemler öncelikle tehlikeyi kaynağında önlemeye yönelik olmalıdır ve dikkatsiz olduğumuz durumlarda yaşanabilecek olayları önceden görüp gerekli korumayı sağlamamız gerekmektedir. Örnek olarak, bir makinede gürültü yayılımı olduğunu varsayarsak gürültüyü öncelikle makine üzerinde azaltmaya çalışmalıyız bunun için ses emici sistemler özel makine yağları kullanılabilir eğer teknik önlemlerle gürültüyü azaltamıyorsak en son çözüm olarak kulaklık kullanımını tercih etmeliyiz." Başka bir örnek vermek gerekirse iş yerinin bir bölümünde yüksekte çalışma yapılıyor diyelim herhangi bir dikkatsizlik ölümle sonuçlanabilir, ama vücut tipi emniyet kemeri kullanıp kemeri güvenli bir ankraj noktasına kurulmuş yaşam hattına bağlarsak dikkatsiz de, yorgun veya uykusuz da olsak hiçbir şekilde yüksekten düşme gerçekleşmeyecektir."

KENDİNİZİ KORUYUN

Çalışanların, kişisel koruyucu ve donanımları ile de risk durumunu minimuma indirerek olası kazalarda yaralanma ve can kayıplarını önleyebileceklerini ifade eden Özgör, "Kişi üzerine cisim düşmesi, çarpması, sıçraması ihtimallerinin olduğu iş yerlerinde muhakkak baret takılması gerekiyor. Göze tehlikeli madde sıçrama tehlikesi varsa koruyucu gözlük, ortamda toz varsa tozun yoğunluğuna göre uygun maske, Kimyasal bir gaz varsa filtreli tam yüz maskesi ya da yarım yüz maskesi, çelik burunlu ayakkabı iş elbisesi kulaklık gibi malzemelerin sürekli kullanılması gerekiyor. İnsan vücudu taşıdığı her tür ek malzemeye karşı direnç gösterir.

Bu nedenle de çalışanlar bu tür koruyucu donanım kullanmayı tercih etmiyorlar. Biz de onlara bu durumda şunu soruyoruz. Rahatlığınız mı önemli yoksa canınız mı? Aslında tüm çalışanlarımız bunu düşünerek kullanacakları malzemelerin olumsuz özelliklerine tolerans göstermeli belli bir süre katlanmalıdır. İki olasılık vardır birisi üzerimize taş düşüp hayatımızı kaybetmemiz, diğeri de baret kullanıp terlememiz, bu ihtimaller arasında bir seçim yapmak gerekirse doğru olan terlemek olmalıdır fakat ne yazık ki iş yerlerimizin çoğunda diğer ihtimal tercih edilmektedir. İş kazası sayılarında Avrupa birincisi, dünya üçüncüsü olduğumuzu düşündüğümüzde 'bana bir şey olmaz cümlesi' anlamını kaybetmektedir. Her an bir şey olacakmış gibi endişe duyarak çalışma yapılması gerekmektedir" diye belirtti.

ESKİŞEHİR'DE BİLİNÇ YÜKSEK

İş güvenliği uzmanının ana görevinin, iş yerindeki iş sağlığı güvenliği hususundaki uygunsuzlukları ve eksikleri raporlamak ve bunu işverene iletmek olduğunu kaydeden Özgör, iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının iş vereni eksikliklerin giderilmesi, hataların düzeltilmesi ve ne tür önlemlerin alınması gerektiği konularında uyardığını belirtti. Türkiye'de iş güvenliği uzmanları ile ilgili "İş güvenliği uzmanı neden o eksikliği düzeltmedi, neden o kazayı önlemedi" gibi bir algı olduğunun altını çizen Özgör, "Oysa temin etmek, eksikliği gidermek, riski azaltmak ve güvenliği sağlamak mevzuatta da belirtildiği gibi işverene aittir. İş güvenliği uzmanı işverenin yardımcı elemanıdır. İş sağlığı ve güvenliği uzmanı o iş yerinin denetim mekanizmasıdır" dedi.

Özgör, açıklamasını şu cümlelerle sonlandırdı:

"İşverenlere ve çalışanlara tüm bunları eğitimlerimizle anlatıp, onlara yol gösteriyoruz. Ancak sadece eğitim değil. Önemli olan alınan eğitimlerin işyerlerinde uygulanabilmesi ve hayata geçirilmesidir. Bu sorumluluk ve bilinci benimsemeliyiz. Eskişehir, pek çok şehre oranla iş sağlığı ve güvenliği konusunda iyi durumda. Mesela Eskişehir Organize Sanayi Bölgesindeki çoğu iş yerlerimizde İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi bulunuyor. Eskişehir'de bu bilinç daha yaygın diyebiliriz" diye konuştu.

Konular