İşvereni asgari ücret endişesi sardı



Asgari ücretin 1300 liraya çıkacağı ve maliyetinin işveren tarafından karşılanacağı söylemleri endişe yarattı.

Siyasi partilerin 1 Kasım seçim vaatleri arasında yer alan asgari ücretin artırılmasıyla ilgili olarak sanayiciler endişeli bekleyiş içine girdi. Ak Parti'nin 1300 liraya çıkarılacağını vaat ettiği ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in asgari ücretin artış maliyetini işverenin üstlenmesi gerektiğini söylemesi otomotiv yan sanayicilerinin endişelerini arttırdı.

TAYSAD Başkanı Mehmet Dudaroğlu, vergilerle birlikte sanayiciye 492 liralık ek yük geleceğini, diğer çalışanlar da zam isteyeceği için domino etkisiyle karşı karşıya kalacaklarını söyledi.

Ülke genelinde faaliyet gösteren 344 üye işyerini temsil eden ve merkezi Gebze'de bulunan Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Dudaroğlu,asgari ücretin 1300 liraya çıkmasının kendilerine vergilerle birlikte büyük bir yük getireceğini söyledi. Dudaroğlu şöyle devam etti: 'Türkiye genelinde 5 milyon 600 bin asgari ücretli çalışan var. Otomotiv sektörünün içerisinde de asgari ücretli çalışanlar var. Ancak bizde çalışan kişilerin 4 maaş da ikramiyeleri var. Ağırlıklı olarak biz 12 maaş vermiyoruz. Biz 4 ikramiye ile 16 maaş veriyoruz. Doğal olarak yüzde 30'luk bir artış ön görülüyor şu anda asgari ücretlerde. Bildiğiniz gibi Asgari Ücret Tespit Komisyonu önümüzdeki sene için, 2016 için yüzde 10 ile 12 lik bir artış öngörmüştür. Oysa şu anda yüzde 30 seviyelerinde bir artış, yani 300 liralık net artışın vergileriyle birlikte, 192 lira ek vergisiyle birlikte toplamda 492 liralık bir artış söz konusu olacak. Bu da biz sanayiciler, iş adamları üzerinde ek yük olarak gelecek.'

'DİĞER ÇALIŞANLAR DA İSTEYECEK'

Mehmet Dudaroğlu, diğer çalışanların da ücret artış talebi içerisinde olacaklarını savunarak şunları söyledi: 'Böyle bir beklenti olacak. Bu ek yükü biz fiyatlarımıza şu aşamada yansıtamayacağız için zorlanacağız. Belki özellikle alınan bu vergilerden indirim söz konusu olabilirse, bu yönde bir destekle bir kısmının devlet tarafından karşılanmasıyla bizim üzerimizdeki yükün hafifletilmesi yönünde olabilir şu aşamada. Ümit ediyorum devlet de bu konuda ciddi bir çalışma yapar.'

'SEÇİM ÖNCESİ AÇIK ARTIRMA BAŞLADI'

TAYSAD 2'nci Başkanı Alper Kanda ise, bu tartışmaların başında sanayicilerin de hatalı olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: 'Neden hatalı? Çünkü Haziran seçimleri öncesinde bir açık arttırma başladı. Önce muhalefet partileri başlattı bunu. Seçimler oldu, iktidar partisi baktı ki açık arttırmasız bu iş olmuyor onlar da ikinci seçimde açık arttırmaya katıldılar ve bir taahhütte bulundular. Biz o zaman da bir şey söylemedik sanayiciler olarak. Demedik ki bu parayı kim verecek? Devlet mi verecek sanayiciler mi? Seçim oldu. Halk bir partiyi tercih etti ve şimdi o parti seçmene vermiş olduğu taahhütü yerine getirmek istiyor. Biz sanayici olarak şimdi kalktık diyoruz ki 'Bunu kim düşündü? Bize sordunuz mu? Bence çok yanlış bir ugulama. Ne yazık ki bu artık uygulanacak ama çok yanlış bir uygulama.'

'SEÇMENE SÖZ VERİLDİ AMA, BUNU İŞVEREN ÖDEYECEK'

Alper Kanca, işveren olarak çalışanların ücretini kendilerinin verdiğini, devletin bunda payının olmadığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:

'Yani sanayici hatta bir lokanta sahibi, hatta bir kitapevi sahibi, bir küçük işletme sahibi kendi çalışanının parasını kendisi veriyor. İlkesel olarak şunu sormak gerekiyor 'Devlet bu işin niye içinde?' Seçmene böyle bir söz vermişler. İyi de seçmene ben söz vermedim. Bu benim sorunum değil. Seçmene söz verildi ama, bunu işveren ödeyecek. Türkiyede ciddi bir istihdam problemi var. Asgari ücreti arttırarak az sayıda insana yüksek ücret verdiğiniz taktirde, bir miktar insanın işsiz kalmasına sebep olacaksınız. Bence çok doğru düşünülmüş bir şey değil.'

Konular