Patent başvurularında artış gösteren 5 sektör



Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık "Bu yılın ilk üç ayında yerli patent başvuru sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 23 oranında artış gösterdi"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, bu yılın ilk üç ayında yerli patent başvuru sayısının, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23 arttığını belirterek, "2015'te uluslararası başvuru sayımızı ise yüzde 18 artışla bin 9'a yükselttik. Ülkemizdeki artış oranları bizi gelecek adına çok umutlandırıyor. Ancak geriden geliyoruz. Farkı kapatmak ve hatta öne geçmek için bu artış oranlarını sürdürmek durumundayız." dedi.

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu, AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız başkanlığında toplanarak, Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı'nı ele aldı.

Bakan Işık, komisyon üyelerine tasarı hakkında bilgi verdi.

Tasarının görüşmelerinin, Dünya Fikri Mülkiyet Günü'ne denk geldiğini anımsatan Bakan Işık, tasarı yasalaştığında, Türkiye'nin sınai mülkiyet alanında çok daha güçlü bir yapıya kavuşacağını belirtti.

Fikri Işık, düzenlemelerin yürürlüğe girmesiyle, sınai mülkiyet mevzuatının tek çatı altında toplanacağına, Kanun Hükmünde Kararname'lerle (KHK) ilgili belirsizliklerin son bulacağına, sınai mülkiyet mevzuatının, uluslararası uygulamalara ve AB mevzuatına uyumunun artacağına işaret etti.

Sınai mülkiyet başvuru ve tescil süreçleriyle ilgili uygulamalarda yaşanan sorunların büyük ölçüde giderileceğini, daha nitelikli, hızlı ve işlevsel bir sınai mülkiyet yapısı kurulacağını anlatan Işık, cezai koruma değil, hukuki koruma anlayışıyla, patentlerin daha etkin korunmasını sağlayacaklarını bildirdi.

Işık, bütün bunların sonucu olarak Türkiye, yerli ve yabancı yatırımcılar açısından daha cazip ve öngörülebilir hale geleceğini vurgulayarak, "Zira bir ülkenin yatırım cazibesini belirleyen en önemli başlıklardan birisi sınai mülkiyet sistemidir. Bu açıdan çok önemli bir kanun tasarısı üzerinde çalışıyoruz. Bu kanun tasarısının hazırlık sürecinde çok yoğun bir emek sarf ettik. İş ve yatırım ortamını doğrudan ilgilendirecek olan bu mevzuat çalışmasında ortak aklı azami ölçüde hayata geçirdik. Özellikle konunun doğrudan muhatapları olan iş dünyamızın temsilcileriyle uzun görüşmeler, toplantılar yaptık. Bu konuda, 'benim de bir fikrim var' diyen herkesi dinledik." diye konuştu.

- Patent başvurularında artış gösteren 5 sektör -

Klasik ekonomide, üretim faktörleri olarak toprak, sermaye ve emeğe vurgu yapıldığını anlatan Bakan Işık, zamanla girişimci faktörünü de bu üç faktöre ekleyen yorumların geliştiğini kaydetti.

Işık, bugünün iş dünyasında ise gayri maddi varlıkların çok daha ön plana çıktığını, fikri sermayenin maddi sermayeye göre daha büyük önem kazandığını ifade ederek, "Mesela başarılı bir havayolu firmasının uzun yıllar içinde ve 80 bin çalışanla ulaşabildiği piyasa değerine, 55 çalışanıyla Facebook ulaştı. Amazon'un piyasa değeri, 12 bine yakın mağazası bulunan perakende devi WallMart'ı geride bırakıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bilginin, fikrin, yeniliğin ekonomideki ağırlığının her geçen gün artığına dikkati çeken Işık, böyle bir dünyada fikri ve sınai mülkiyet haklarıyla ilgili gelişmelerin, ekonominin seyri ve rekabet gücü açısından çok belirleyici olduğunu vurguladı.

Işık, patent başvuruları açısından son 20 yılda en fazla artış gösteren 5 sektörün, bilgisayar teknolojileri, dijital iletişim, elektrikli makineler, ölçme aletleri ve tıbbi teknolojiler olduğunu bildirdi.

Bugün küresel ekonomiye damga vuran birçok firmanın bu sektörlerde faaliyet gösterdiğini aktaran Bakan Fikri Işık, şöyle konuştu:

"Günümüzde bazı firmaların marka değeri, dünya üzerindeki birçok ülkenin milli gelirini aşıyor. Özellikle teknoloji yoğun sektörlerde marka değeri çok yüksek firmalar ortaya çıkıyor. Bugün Çin, patent başvurularında ilk sıraya çıktı. Bütün bu örnekler, bize sınai mülkiyet haklarının ne kadar önemli konular olduğunu açıkça gösteriyor. Biz Türkiye olarak, dünyaya yeni teknolojiler, güçlü markalar, kendimize özgü tasarımlar sunmak istiyoruz. Daha fazla katma değer üretmenin yolunun, bu alanlardaki başarıdan geçtiğini çok iyi biliyoruz. Ar-Ge ve tasarım çalışmalarına yönelik desteklerimizi her geçen gün artırıyoruz. Ar-Ge Reform Paketi, bu açıdan çok ciddi bir dönüm noktasıdır. Ancak Türkiye'de bir yandan Ar-Ge ve tasarım faaliyetlerini desteklerken, aynı zamanda bu faaliyetler sonucunda ortaya çıkacak marka, patent ve tasarımları da daha iyi ve etkin korumak, daha hızlı ticarileştirmek durumundayız."

- "Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı'na başvurumuzu yaptık"

Işık, son 14 yılda, diğer birçok alanda olduğu gibi sınai mülkiyet alanında da çok ciddi gelişmeler yaşadıklarını, 2015'te Türkiye'nin, 5 bin 500'ü aşan başvuruyla, yerli patent başvuru sayısını bir önceki yıla göre yüzde 13 oranında artırdığını bildirdi.

Bu yılın ilk üç ayında yerli patent başvuru sayısının, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23 oranında artış gösterdiğini açıklayan Bakan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2015'te uluslararası başvuru sayımızı ise yüzde 18 artışla bin 9'a yükselttik. Bugün birçok ülkede yüzde 1'lik, yüzde 2'lik artışlar dahi çok büyük başarı olarak görülüyor. Bu nedenle ülkemizdeki artış oranları bizi gelecek adına çok umutlandırıyor. Ancak şunu da unutmayalım ki biz geriden geliyoruz. Farkı kapatmak ve hatta öne geçmek için bu artış oranlarını sürdürmek durumundayız. Son 14 yılda, birçok ülkeyle aradaki farkı kapattık ve pek çok ülkeyi de geride bıraktık. Bu zaman zarfında, patent başvuru sayımızı 13 katına; patent tescil sayımızı ise 23 katına çıkardık. 2015'te 40 bini aşan tasarım başvurusuyla Türkiye, en fazla tasarım başvurusu yapılan ülkeler sıralamasında Avrupa'da 2, dünyada ise 4. oldu. 2011 yılından bu yana Avrupa'nın en fazla marka başvurusunun yapıldığı ülke olan Türkiye, 110 bin marka başvurusuyla, 2015 yılında da aynı başarısını sürdürdü.

Bu süreçte, Türk Patent Enstitüsü de çok büyük bir atılım yaptı ve gelişme gösterdi. Türk Patent Enstitüsü, 2000'li yılların başında patent başvurularını araştırıp inceleyemiyor, başvuruları yabancı ülkelerin patent kurumlarına göndermek zorunda kalıyordu. Bugün ise enstitü, uluslararası patent araştırma ve inceleme otoritesi olma seviyesine geldi. Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı'na başvurumuzu yaptık, inşallah bu yıl sonunda uluslararası otorite olacağız. Bunun ülkemize büyük katkıları olacak."

- Tasarının getirdiği yenilikler

Işık, tasarının, marka, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı, tasarım, patent ve faydalı model, ortak ve diğer hükümler olmak üzere, toplam 5 kitaptan oluştuğunu belirterek, tasarının getirdiği yenilikler hakkında bilgi verdi.

Birinci kitap olan marka kapsamında, ekonomik ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak dünya piyasalarında ortaya çıkan ses markası, hareket markası gibi yeni marka türlerinin tescilinin önündeki engelleri kaldırmak istediklerini kaydeden Işık, marka başvurularının ilan süresini 3 aydan 2 aya indirerek, tescil süresini 1 ay kısaltmayı planladıklarını anlattı.

Fikri Işık, marka tescilinde, mutlak ret nedenleri ve nispi ret nedenlerini yeniden düzenlediklerini, markanın tescilinden doğan hakların kapsamı ile kapsam dışı halleri ve marka sahibince yasaklanabilecek fiilleri, AB tüzüğü ve direktifine uyumlu hale getirdiklerini açıkladı.

Markanın tescilden sonra kullanılmasına ilişkin şartları yeniden düzenlediklerini ifade eden Işık, kullanılmayan tescilli markaların yeni girişimcilerin önünü kesmesini engellemeyi, Türk Patent Enstitüsünün, kullanılmayan markaları iptal edebilmesinin önünü açmayı hedeflediklerini belirtti.

Işık, ikinci kitap olan coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı kapsamında; coğrafi işaret başvurularının yayın süresini indirmeyi, coğrafi işaretlerin gazetelerde yayımlanma zorunluluğunu kaldırmayı öngördüklerini kaydetti.

Üçüncü kitap olan tasarım kapsamında, tasarımlara, yenilik incelemesi getirmeyi ve böylece daha nitelikli ve özgün tasarımların tescil edilmesini hedeflediklerini bildiren Işık, "Tasarım başvurularının bültende yayımlanma süresini 6 aydan 3 aya düşürerek tescil süresini kısaltmayı hedefliyoruz. Modası hızlı değişen ve tasarım ömrü kısa olan tekstil, giyim ve ambalaj gibi sektörlerde, tescilsiz koruma imkanı getirmeyi planlıyoruz. Yedek parçaların muadili olan eşdeğer parçaları tasarım korumasının kapsamında değerlendiriyoruz. Birleşik ürünlerin görünmeyen kısımlarını da tasarım kapsamından çıkarmayı teklif ediyoruz. Tasarımlarda çoklu başvuru yapma kapsamını genişletiyoruz. Öğretim elemanlarının yaptığı tasarımların hakkını üniversitelere vermeyi, ancak bu tasarımın ticarileşmesinden elde edilecek gelirin en az yarısının tasarımcıya verilmesini öneriyoruz." diye konuştu.

Işık, dördüncü kitap olan patent ve faydalı model kapsamında; patent tescil sürecini kolaylaştırmak ve kısaltmak istediklerini, patent verilme süresini 17-42 aydan 7-27 aya kadar düşürecek düzenlemeleri hayata geçirmeyi amaçladıklarını bildirdi.

Bakan Işık, incelemesiz patent sistemini kaldırmak istediklerini vurgulayarak, "Faydalı modellerin niteliğini artırmak için araştırma raporu zorunluluğu getiriyoruz. Üniversitelerde gerçekleşen buluşların hak sahipliğini üniversitelere bırakmayı, ancak bu patentin ticarileşmesinden elde edilen gelirin en az üçte birinin buluşçuya verilmesini öneriyoruz. Kamu kaynaklı projelerde ise buluş hakkının projeyi yürütene verilmesini teklif ediyoruz." dedi.

Beşinci kitap olan ortak ve diğer hükümler kapsamında ise sınai mülkiyet haklarında "uluslararası tükenme" ilkesini benimsediklerini aktaran Işık, "Bu ilkeye göre, hak sahibinin izniyle yurtdışında piyasaya sürülen bir ürünün ithalatına engelleme getirilemeyecek. Sınai mülkiyet hakkına tecavüz durumunda ödenecek tazminat hesaplama yöntemini değiştirmeyi amaçlıyoruz. Taklit ürünlerin, yargılama sona ermeden önce imha edilebilmesinin önünü açmayı planlıyoruz. " ifadesini kullandı.

Milletvekillerinin de görüşlerini ifade etmesinin ardından, komisyon üyelerinin talebi ve Bakan Işık'ın da desteğiyle tasarı, alt komisyona sevk edildi.

Konular