Asgari ücret Bin 300 liranın altına düşer mi?



Maliye Bakanı Ağbal: "(Asgari ücret) Bin 300 liranın altına düşmemesi yönünde talepler var. Bu konuda çalışma yapılacaksa bu çalışma vergi alanı dışında başka bir alanda yapılmalıdır"

Maliye Bakanı Naci Ağbal, denetim elemanları ve idarenin, kanunda bir konuyu açık olarak görmemişse mutlaka orada vergi varmış gibi yorumlar yaptığını belirterek, "Halbuki bir husus mevzuatta açık bir şekilde vergiye tabi olduğu belirtilmediği sürece, kanunun lafzında olmayan hiçbir şeyden yorumla vergi çıkarılmamalıdır." dedi.

AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, dünkü görüşmelerde 21 maddesinin kabul edildiği "Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın müzakerelerine devam edildi.

Bakan Ağbal, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı, bazı maddelerle ilgili açıklamalarda bulundu.

Türkiye'de Vergi Usul Kanunu'ndaki yorum maddesinden kaynaklanan genel bir zafiyet olduğunu belirten Ağbal, şöyle konuştu:

"Kanundaki bir şeyi açık ve seçik olarak görmemişsek mutlaka ve mutlaka sanki burada bir vergi varmış gibi yorumlar yapıyoruz. Bunu denetim elemanları, idare, mahkemeler yapabilir. Halbuki bir husus mevzuatta açık bir şekilde vergiye tabi olduğu belirtilmediği sürece, kanunun lafzında olmayan hiçbir şeyden yorumla vergi çıkarılmamalıdır. Bu Türkiye'de vergi hukukunun herkes tarafından kabul edilmesi gereken prensibi olmalıdır. Böylece Türkiye'de vergi hukuku güvenliği de artırılmalıdır. Yorum meselesi yüzünden içine düştüğümüz sıkıntı bu. Vergide en çok üzerinde çalışmamız gereken madde, Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesi, yorum maddesi. Bu maddede köklü değişiklikler yapmadığımız sürece, bu ana kadarki uygulamalar maalesef aynen devam etmek zorunda kalır."

- "Meslek kodu ve adı, kayıt dışı istihdamla mücadelede önemli"

Bakan Ağbal, tasarının, "Prim tahakkukunun geç yapılması veya yapılmaması, sigortalıların hizmetlerinin bildirilmemesi ya da geç bildirilmesi durumunda işverenlere uygulanacak cezalar" ile ilgili madde hakkında açıklamalarda bulundu.

Bakan Ağbal, her şeyi yaptırımla çözme anlayışının doğru bir anlayış olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özellikle de mükelleflere katlanamayacakları yükümlülükleri önce getirip, ondan sonra yaptırıma bağlamak, daha sonra uygulanamaz hale geliyor fakat Türkiye'de maalesef kayıt dışı istihdam hala yüksek oranlarda. Yüzde 52'lerden yüzde 32'lere düşmüş durumda ama gelişmiş ülkelerle mukayese ettiğimiz zaman, Türkiye'de hala kayıt dışı istihdam yüksek. Sosyal Güvenlik Kurumunun kayıt dışı istihdamla mücadelesi noktasında, meslek kodu ve meslek adı önemli bir unsur. Sıradan, rastgele, sadece bilgi olsun diye doldurulan bir alan değil burası.

Kayıt dışı istihdam meselesi, sadece hiç beyan edilmeyen çalışanlar meselesi değil. Beyan edilen fakat yaptığı mesleğe göre ücreti çok düşük beyan edenler de kayıt dışı. Kişi diplomasına göre çok nitelikli ama asgari ücret üzerinden beyan ediliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu aslında kişinin meslek adı ve kodu üzerinden beyan edilen ücretini çek etmeye çalışıyor. Neden? Aynı meslek kodlarında farklı farklı ücret beyanları arasında tutarlılığı arayacak. Bu nedenle kayıt dışı mücadele ile ilgili önemli bir enstrüman. Sosyal Güvenlik Kurumu veya maliye idaresi, mükellefi, yükümlülükleri konusunda daha fazla eğitmek durumunda."

Hiç beyan edilmemiş bir kişi için önerilen ile beyan edilen bir kişinin meslek adı ve kodunun farklı yazılmasından kaynaklanan cezanın aynı olmaması gerektiğini bildiren Ağbal, "Fiil ile ceza arasında orantılılık olması bakımından bu düzenlemeden vazgeçmeyelim. Bunu doldurulması gereken ihtiyari bir alan olarak görmeyelim, bu önemli bir alan. Bunun doldurulmasını zorunlu kılmanın yolu da yaptırım getirmektir." değerlendirmesini yaptı.

Bu meselenin kayıt dışı ile mücadelede önemli bir konu olduğunu vurgulayan Ağbal, "Aynı işi yapan iki kişi var, birisi için bir kurumun beyan ettiği ücret 10 bin lira iken, aynı işi yapan diğer kişi için beyan edilen ücret, asgari ücret. Sosyal Güvenlik Kurumu bununla mücadele etmek zorunda. Cezaları çok daha hafif bir noktaya getirelim, uygulanmasını bir yıl sonra başlatalım ama bundan vazgeçmeyelim." diye konuştu.

Ağbal, SGK'ya bildirilen çalışanların yüzde 40'ının asgari ücretle beyan edildiğine dikkati çekerek, "Çalışanların yüzde 40'ının asgari ücretle bildirildiği bir sistemin güvenirliği yok. Bizim bu güvenirliği sağlamamızın en önemli yollarından birisi, çalışanının mesleğinin ne olduğunu bilmektir." diye konuştu.

Daha sonra söz konusu madde, değişiklik önergesi doğrultusunda kabul edildi.

- Asgari ücret ile ilgili sözleri

Maliye Bakanı Ağbal, HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan'ın, "Asgari ücrette değişiklik olmazsa ekim ayında bin 300 liranın altına düşecek. Bin 300 liranın altına düşmemesi için tedbiriniz var mı?" sorusuna da yanıt verdi.

Asgari ücreti 1 Ocak 2016'da bin 300 liraya çıkardıklarını anımsatan Ağbal, "AK Parti hükümetleri döneminde asgari ücretli, her zaman için enflasyonun üzerinde gelir elde etmiştir, refahı da bu dönemde artmıştır. Bin 300 liranın altına düşmemesi yönünde talepler var. Bu konuda herhangi bir çalışma yapılacaksa, bu çalışma, vergi kanunları, vergi alanı dışında başka bir alanda yapılmalıdır. Vergi tarifesine, düzenlemelerine çok fazla dokunmamak lazım. Zamanı geldiğinde Çalışma Bakanımız ile bir araya geliriz ve vergi kanunları dışında bir çözüm üretilebilir mi diye bakarız." değerlendirmesini yaptı.

- "Kaynak getirenlere oturma ve çalışma izni"

Bakan Ağbal, hizmet sektöründe ihracatı artırma noktasında birtakım inisiyatifler aldıklarını söyledi.

Yabancıların Türkiye'de konut edinimini teşvik etmek amacıyla bugüne kadar birtakım düzenlemeleri yaptıklarını ve yapmaya da devam edeceklerini bildiren Ağbal, şunları belirtti:

"Bugün birçok ülke, nitelikli konut sektöründe bu adımları atarak ciddi anlamda döviz girdisi sağlıyor. Konutu satın alanlar sadece konutu satın almıyor, gelip burada tatillerini geçiriyorlar. Yabancıların Türkiye'de daha fazla konut edinimini teşvik edebiliriz şeklinde çalışmalar var. İçişleri ve Ekonomi bakanlıkları, Türkiye'ye yatırım amacıyla kaynak getirenlere, oturma ve çalışma izni, vatandaşlık hakkı verilmesi ile ilgili birtakım hazırlıklar içerisinde. Eğer Türkiye'ye gelip gayrimenkul edinirlerse, kişinin gayrimenkul edinimine bağlı olarak oturma izni alması, hatta vatandaşlık bekliyorsa vatandaşlık imkanına kavuşabilmesinin önünü açmayı düşünüyoruz."

- "Vergi mevzuatımız uluslararası standartlara uygun olmalı"

Maliye Bakanı Ağbal, tasarıda, "Uluslararası doğrudan yatırımları ülkeye çekecek" düzenlemenin de yer aldığına işaret ederek, "Uluslararası doğrudan yatırımları teşvik edecek, uluslararası yatırımcıların veya kendi firmalarımızın transfer fiyatlama mevzuatından kaynaklanacak belirsizliklerini ortadan kaldıran, öngörülebilirliği artıran uluslararası uygulamalarla paralel bir düzenleme." dedi.

Türkiye'nin artık kapalı bir ekonomi olmadığını, açık bir ekonomi olduğunu belirten Ağbal, "Daha fazla dışarı açılan bir ekonomi olmak istiyoruz. Eğer böyle bir ekonomi olmak istiyorsak, vergi mevzuatımız tamamen uluslararası standartlara uygun olmalıdır. OECD bünyesinde transfer fiyatlama ile ilgili özel bir komite var. Bu çalışma grubundaki ülkeler bir araya gelirler, kuralları, usulleri belirleme yöntemlerini belirlerler." ifadesini kullandı.

Bakan Ağbal, 2006 yılında ilk kez transfer fiyatlandırma konusunda uluslararası mevzuatla uyumlu bir düzenleme yapıldığını ancak bunun tam manasıyla uyumu ifade etmediğinin ortaya çıktığını söyledi.

"Bu getirdiğimiz düzenleme, OECD'nin rehberindeki standartları esas alan bir düzenleme" diyen Ağbal, yabancı yatırımcıların bir ülkede yatırım yapmadan önce, o ülkenin vergi mevzuatına baktığını söyledi. Ağbal, "Bu düzenlemelerden sonra uluslararası doğrudan yatırımlar konusundaki beklentiler karşılanmış olacaktır. Uluslararası yatırımların Türkiye'de artışına da önemli katkı verecektir." dedi.

Tasarının görüşmeleri komisyonda devam ediyor.

Konular