Eski mahkumlara iş kurma desteği asgari ücretin 20 katı olacak



Eski mahkumlarımıza bugün için kendi işini kurmalarıyla ilgili brüt askeri ücretin 10 misli olarak verdiğimiz desteği, inşallah önümüzdeki günlerde netleştireceğiz, en az 20 misline çıkartmanın çalışmalarını yapıyoruz.

- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Biz özellikle Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti olarak insani ve vicdani duruşların peşindeyiz. O nedenle çatışmaların, ayrıştırmaların olduğu noktalarda daha fazla huzurun, barışın, insani değerlerin, hak edilenin yanında olmak ve o hak edenlerin gücünü artırabilmenin peşindeyiz." dedi.

Müezzinoğlu, Dezavantajlı Kişilerin Sosyal Entegrasyonu ile İstihdam Edilebilirliklerinin Geliştirilmesi Teknik Yardım Projesi (DESİP) kapsamında Meyra Palace Otel'de gerçekleştirilen "Sosyal İçerme ve İstihdam Farkındalık Artırma Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, proje kapsamında afişlerde yer alan, "Fark yok farkında mısın?", "Engelli kim?", "Dezavantajlı" başlıklarına dikkati çekti.

"Neden dezavantajlı gruplar var? Neden Roman kardeşlerimize ayrıcalıklı bakış açısı var? Neden göçmelere farklı bakış açışı var? Neden engellilere karşı ön yargılarımız var? Neden kimsesizlere veya eski mahkumlara karşı negatif bir bakışımız var?" sorularını yönelten Müezzinoğlu, bunların yanıtını kişilerin kendi vicdanlarına sorarak bulması gerektiğini söyledi.

Müezzinoğlu, dezavantajlı grupta yer alan Romanların Türkiye, Avrupa ve dünyanın değişik bölgelerinde muhatap oldukları bakış açısının insani ve vicdani olmadığını söyledi. Müezzinoğlu, AK Parti olarak 2002 yılından itibaren dezavantajlı grupta yer alan Romanlar, engelli ve eski mahkumlar ile kadınların istihdamı, kadının sosyal yaşamda ve istihdam alanındaki konumuyla ilgili çok önemli adımlar attıklarını belirtti.

Müezzinoğlu, "Şayet kadın erkek, hak anlamında eşit ise bunların sosyal yaşam, siyasal yaşam, istihdam, eğitim ve her alanda bir insan olarak, hak ve hukukunu ayrıcalıklı statülerle değil tam aksine hakkaniyetli statülerle önce bir zihnimize, vicdanımıza sonra da yaşamımıza yerleştirmemiz gerek." diye konuştu.

- "Vicdan sahibi olabilmek gerek"

Bir göçmenin hangi nedenlerle göç ettiğini bilmeden "onların yükünü taşıyamam, ne halleri varsa görsün" demenin insani, vicdani ve medeni olmadığını vurgulayan Müezzinoğlu, "Özellikle bölgemizdeki çatışmalarda her gün onlarca insanın öldüğü bir dönemde, gruplara silah destekleri vererek, terör örgütlerini besleyerek kendilerinin güçlü iktidarlarını besleyecek anlayışların oluşturulması için yıprat, parçala, böl, ayrıştır, çatıştır anlayışıyla göçleri zorlayan ve oluşan göçlere de kapıları kapatan bir anlayışın vicdani olması, insani ve medeni olması mümkün değildir." şeklinde konuştu.

Türkiye'de bugün yalnız Suriyeli 3 milyon göçmenin yaşadığına dikkati çeken Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

"Dezavantajlı grupların oluşmasının önlenmesinin temel çözümü özü itibarıyla insan ve vicdan sahibi olabilmektir. Bana yapılmasını istemediğim hiçbir yanlışı bir başkasına yapmama iradesi kendi vicdanlarımıza, sonra yönetim vicdanlarımıza, sonra da insani toplulukların vicdanlarına yerleştirmemiz gerek. Yoksa bataklıklar devam ederken, yeni yeni bataklıklar oluşturulurken diğer taraftan da buradan doğacak hangi çiçekleri, nilüferleri kurtarabiliriz diye mücadele etmek tabii ki anlamlıdır, değerlidir ama esas anlamlı ve değerli olan bataklıkların oluşmamasıdır."

Bataklıkların oluşturulduğu zeminlerin ya görmezden gelindiğini veya bir kısım kişilerin, bunların oluşmasını istediğini ifade eden Müezzinoğlu, insanlık üzerindeki oyunların farkında olabilmek ve bu oyunların bozulması için üretilecek çözümleri konuşmak gerektiğini söyledi.

Müezzinoğlu, dezavantajlı gruplara karşı zeminlerin artmasına vesile olan olayların görmezden gelinmesi ve bunlara yönelik vicdani ve insani duruşun sergilenmemesi halinde medeni bir dünyanın oluşmasına katkı sağlanamayacağını ifade etti. Müezzinoğlu, "Biz özellikle Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti olarak insani ve vicdani duruşların peşindeyiz. O nedenle çatışmaların, ayrıştırmaların olduğu noktalarda daha fazla huzurun, barışın, insani değerlerin, hak edilenin yanında olmak ve o hak edenlerin gücünü artırabilmenin peşindeyiz." ifadelerini kullandı.

Romanların eğitimi, iskanı ve istihdamının daha iyi noktalara taşınması gerektiğine işaret eden Müezzinoğlu, engellilerle ilgili olarak da son 14 yılda önemli yasal düzenlemeler, yönetmelikler, uygulamalar ve desteklerin hayata geçirildiğini vurguladı.

Bakan Müezzinoğlu, son günlerde eski mahkumlarla ilgili de çalışmaları olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

"İnsandır, suç işlemesin, hata yapmasın ama bir suç işlenip hak ettiği cezayı aldı ve çektikten sonra ona hala suçlu gözüyle bakmak yine insani değildir, vicdani değildir. Onu yine kendiniz gibi sosyal yaşamın içinde tutacak, üretebilen, sosyal dokuya destek verebilen, kendisi ayakları üzerinde durabilen bir noktaya taşımamız gerekir. Onun için eski mahkumlarımıza bugün için kendi işini kurmalarıyla ilgili brüt asgari ücretin 10 misli olarak verdiğimiz desteği, inşallah önümüzdeki günlerde netleştireceğiz, en az 20 misline çıkartmanın çalışmalarını yapıyoruz."

- Büyükanne Projesi

Kadın istihdamında AK Parti döneminde yapılan çalışmalara değinen Müezzinoğlu, bu oranı yüzde 27'lerden yüzde 33'lere getirdiklerini, yüzde 43'lere çıkaracak planlamalar ve düzenlemeler yaptıklarını bildirdi.

Müezzinoğlu, "Büyükanne Projesi"ni de hayata geçirdiklerini anımsatarak, "Bu büyükanne projesinde istiyoruz ki kadın istihdamdan uzaklaşmasın, istiyoruz ki anne evladıyla olan hukukunu güçlü, sağlıklı, güvenli koruyabilsin." dedi.

Yeni düzenleme ile doğum yapan anneye, çocuğu 6 yaşına gelinceye kadar yarı zamanlı çalışma hakkını verdiklerini hatırlatan Müezzinoğlu, özel sektörde yarı zamanlı çalışmanın, annenin istihdamdaki yerini zorlaştıracak bir unsur olarak görüldüğünü vurguladı.

Müezzinoğlu, "Doğum yapan annelerin özel sektördeki istihdamının azalmasının önüne geçebilmek, annenin huzur ve güven içinde işine devam edebilmesi için diyoruz ki 'Büyükannelere, anneannelere destek verelim.' Anne işinde huzurlu, çocuk evinde güvenli, anneanne, babaannenin torununu yetiştirmesine katkı, ailenin de istihdamdaki dinamiklerinin güçlü olmasına destek verecek projeyi inşallah önümüzdeki hafta sonlandıracak ve kamuoyuna deklere edeceğiz."

Müezzinoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak vatandaşlara dezavantaj oluşturacak pozisyonları ortadan kaldırabilmek ve dezavantajlı olanlara pozitif ayrımcılık yaparak o makası kapatabilmek amacında olduklarını kaydetti.

- Berger: "Tünelin sonunda ışığı görüyoruz"

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger de dezavantajlı bireylerin durumunun hem Türkiye hem AB için önemli olduğunu belirterek, DESİP projesinin AB tarafından desteklendiğini anımsattı.

Dezavantajlı kişilerin iş gücü piyasasına dahil edilmesi için yapılan çalışmalardan gurur duyduklarını dile getiren Berger, bu konudaki projelere AB olarak kendilerini adadıklarını ifade etti.

Berger, "Hem Avrupa'da hem Türkiye'de birçok dezavantajlı grup mağdur oldu. Ama tünelin sonunda ışığı görüyoruz. Üye ülkeler sayesinde AB tarafından fonlanan birçok proje gerçekleştirildi. 2016'da yaklaşık 3 milyon iş yaratıldı. Son 5 yılda en düşük sosyal dışlanma oranına sahip olduğumuzu söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.

Suriyeli sığınmacıların kabulü noktasında Türkiye'nin gösterdiği hassasiyet için teşekkür eden Berger, başta eğitim ve sağlık olmak üzere göçmenlere sunulan hizmetler konusunda Türkiye'ye her türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını kaydetti.

Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder ise DESİP hakkında bilgi verdi.

Açılış konuşmalarının ardından, "2016 yılı Çalışma Hayatında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ödül Töreni" gerçekleştirildi. Ödüle layık görülen 3 firmanın temsilcilerine plaketlerini Müezzinoğlu takdim etti.

Toplantı, "Türkiye'de Sosyal İçerme ve İstihdam" konferansı ve "Dezavantajlı Kişilerin İşgücü Piyasasına Erişimi ve Ayrımcılıkla Mücadele" konulu panel ile devam etti.

Konular