Bir hastanede alt işveren işçisi olarak çalışan EKG Teknisyeninin, arandığında görev yerinde değil de dinlenme odasında bulunması, çalıştığı acil servis doktoruyla kavga etmesi, ihtiyaç duyulduğunda cep telefonundan kendisine ulaşılamaması gibi görevi savsaklayıcı nitelikte bulunan davranışları ile kötü performans içinde bulunduğuna dair yazılı tutanaklar tutulmuştur. Son olarak da acil bir durumda amiri konumunda olan acil servis doktorunun çağrısına uymayarak işinin başına gitmemesi ve doktora "gelmiyorum ulan" demesi hakaretten sayılmıştır.
Daha sonra çalışan, işten çıkarılması üzerine işe iade davası açmıştır. Açılan davada,
Yerel Mahkemece,'… davalı işveren tarafından, çalışanın/davacının iş akdinin, nöbetçi doktorla kavga ettiği gerekçesiyle feshedildiği ileri sürülmüş ise de, kavga ettiği iddia edilen doktor Mehmet ...'ın tanık olarak alınan ifadesinde davacının kendisine "gelmiyorum ulan" şeklinde bir söz sarf ettiğini, bunun dışında hakaret ve tehdit içeren bir söz söylemediğini ve başka bir harekette bulunmadığını beyan ettiğinden, davacı tarafından sarf edilen bu söz üzerine iş akdinin feshedilmesinin ORANTISIZ olduğuna kanaat getirilmiş ve bu sebeple davacının iş akdinin feshedilmesinin haklı nedene dayanmadığı, davacının bu hareketinin geçerli fesih sebebi olabileceği kanaatine varılmış ve işçinin/(davacı-çalışanın) kıdem ve ihbar tazminatı talep edebileceğine karar vermiştir.
Söz konusu kararın işverence temyizi üzerine olay Yüksek Mahkemece tartışılmış olup, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 04.10.2016 tarihli, 2016/24048 Esas ve 2016/15555 Karar sayılı kararı ile;
'….davacının acil servis gibi dikkat ve özenin yüksek tutulması gereken bir bölümde çalışması karşısında tüm tanık ifadeleri, davacı hakkında tutulan tutanaklar ve özellikle davacının kendisine ihtiyaç olan acil bir durumda amiri konumunda olan acil servis doktorunun çağrısına uymayarak işinin başına gitmemesi ve doktora "gelmiyorum ulan" diyerek hakaret etmesi hususları gözetildiğinde işverence yapılan feshin haklı fesih olduğuna kanaat getirilmiştir.
Böylece Yüksek Mahkeme, feshin aslında haklı nedene dayandığını değerlendirerek, yerel mahkeme kararını bozmuş ve devamında, kıdem ve ihbar tazminatı da alamayacağını açıkça ifade etmiştir.
Kısacası Dikkat ve özenin yüksek tutulması gereken bir bölümde çalışanın daha özenli olması gerektiğine dikkat çeken Yargıtay, işi savsaklama veya amirine itaatsizliği haklı kovulma sebebi saymıştır. Haklı Fesih halinde de çalışanın kıdem ve ihbar tazminatı hakkı bulunmamaktadır.